T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
ANKARA / ETİMESGUT - Ahi Evran Ortaokulu

Okulumuz Tarihçesi

Ayyıldız mahallesi, 1618. Cadde, No:11 Etimesgut- ANKARA adresinde bulunan Ahi Evran Ortaokulu 2003-2004 eğitim öğretim yılında faaliyete başladığı, okul binasının Bodrum+ giriş + 3 katlı olduğu, yönetici odalarının, dersliklerinin, hizmet odalarının, kütüphane, öğretmenler odası, 1 adet fen laboratuvarı, 1 adet görsel sanatlar atölyesi, 1 adet teknoloji tasarım atölyesi, 1 adet bilgisayar sınıfı, çok amaçlı konferans salonu, kapalı spor salonları atölyesi  ve yapımı devam eden beceri atölyeleri vb. yerlerin bulunduğu, okulda beşinci sınıf seviyesinde yabancı dil ağırlıklı eğitimin devam ettiği görülmüştür. Yaklaşık 13 dönüm arazi üzerine kurulu okulda geniş ve yeşil bir bahçe; oyun alanları, oturma alanları mevcuttur. Okuldaki öğrenci sayısı 2024 aralık ayı itibariyle 892’dir. Okulda 31 derslik; toplam 59 kadrolu öğretmen; 4 görevlendirme öğretmen, 1 ücretli öğretmen çalışmaktadır.

Anadolu Ahiliğinin kurucusu Ahi Evran’dır. Kurmuş olduğu Ahilik Teşkilâtı ile sosyal, iktisadi ve siyasi hayatımızı etkileyen; Anadolu’nun vatanlaşmasında ve Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda büyük rol oynayan, bu sebeple Türk-İslâm tarihinin önemli şahsiyetlerinden olan Ahi Evran 1171 (H.566) yılında İran’ın Batı Azerbaycan tarafında bulunan Hoy kasabasında doğmuştur. Asıl adı Mahmut’tur. Babasının adına ve doğum yerine nispetle Mahmut bin Ahmet el-Hoyi (Hoylu Ahmet’in oğlu Mahmut) denmiştir. Lâkabı “dinin yardımcısı” anlamına gelen Nasiruddin’dir. Ahi Evran’ın çocukluğu ve ilk tahsil devresi memleketi olan Azerbaycan’da geçmiş olsa da, gençliğinde Horasan ve Maveraünnehre giderek o yörede büyük üstatlardan ders almıştır. Bu arada âlim Fahrettin Razi’den aklî (fen) ve naklî (dini) ilimleri öğrenmiştir. Ahi Evran, bir hac yolculuğu esnasında (tahminen 1204’te), evliyadan Şeyh Evhadüddin Kirmani ile tanışmış ve ondan ders almış, tefsir, hadis, fıkıh, kelâm ve tıp alanında derin bir âlim, tasavvuf yolunda yüksek makam sahibi bir velî olmuştur. Bağdat’ın İslâm dünyasının büyük sanat ve ilim merkezi olması, Ahi Evran’ın çok yönlü yetişmesinde etkili olmuştur. Bu dönemlerde İbn-i Sina, Sühreverdi el-Maktul ve Fahrettin Razi’nin eserlerinden istifade etmiş; Abbasi Halifesi Nasır Lidinillah’ın kurduğu fütüvvet teşkilatını da tanımıştır. XIII. Yüzyıl başlarında Selçuklu Sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde Muhyiddin Arabî ve hocası Evhadüddin Kirmani ile birlikte Anadolu’ya gelen Ahi Evran, bu tarihlerde hocası Evhadüddin Kirmani’nin kızı Fatma Bacı ile evlenmiştir. Anadolu’da özellikle esnafa İslâmiyeti anlatarak dünya ve ahiret işlerini düzenli hâle getirmeleri için nasihatte bulunmuştur. Yaklaşan Moğol tehlikesine karşı halkı uyarmıştır. Hocasının vefatından sonra O’nun vekili olmuştur. Ahi Evran Anadolu’ya geldikten sonra Kayseri’de bir debbağ (deri işleme) atölyesi kurmuştur. Sanat sahibi kimseler arasında çok sevilmiştir. Moğollara karşı Kayseri’yi savunan Ahileri, Ahi Evran teşkilatlandırmıştır. 1237 yılında I. Alâeddin Keykubat’ın zehirlenerek öldürülmesi üzerine sultanla gönül bağı bulunan Ahiler, II. Gıyaseddin Keyhüsrev ve Vezir Sadettin Köpek’e karşı koymuşlardır. Hatta bu dönemde Ahi Evran ve bazı ileri gelen Ahiler Konya’da tutuklanmışlardır. II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in ölümünden sonra saltanat naibliğine getirilen Celaleddin Karatay zamanında Ahiler ve Türkmenler üzerindeki baskı kalkmıştır. Bundan sonra kısa bir dönem Denizli’ye giden Ahi Evran tekrar Konya’ya dönmüş; daha sonra da Kırşehir’e gelerek ömrünün sonuna kadar Kırşehir’de yaşamıştır. Ahi Evran, kaynağını Yesi’den alan kutlu bir davânın gönül erleri ile birlikte bu toprakları vatan yapmanın, Anadolunun Türkleşmesi ve İslâmlaşmasının öncülüğünü yapmıştır. Özellikle yeni kurulan Ahilik sistemi ile Anadolu’ya göç eden Türkmenlere hem aş hem iş vermiş; onları tekke ve zaviyelerde iyi bir Müslüman ve vasıflı bir meslek sahibi üretici insan hâline getirmiştir. Onları hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışan insanlar halinde yetiştirmiştir. Böylece Anadolu’nun iktisadi kalkınmasına ve imâr edilmesinde öncülük etmiştir. Ahi Evran, 32 çeşit esnafı teşkilatlandırmış; Selçuklu ve Osmanlı coğrafyasında sanatını icra eden bütün esnaflar İslâm medeniyetinin zirve kuruluşu Ahilik Teşkilatının merkezi Kırşehir olduğu için buradan “İcâzetnâme” almışlardır. Kardeşliğin, cömertliğin, yiğitliğin, fedakârlığın, doğruluğun, dürüstlüğün, kalitenin, üretimin, ahlâkın, sanatın, aklın ve bilimin esas alındığı Ahilik Teşkilatının kurucusu bu faziletli âlim ve mutasavvıf Ahi Pîri Horasanlı Türkün, kesin olmamakla birlikte Moğollara karşı mücadele ederken 93 yaşında şehit edildiği ifade edilmektedir. 1261 (H.653). Kabri Kırşehir’de kendi adı ile anılan camiin bitişiğindedir. Ahi Evran’ın 20 kadar te’lif ve tercüme eseri mevcuttur.

Ad verme komisyonunu da bu güzel yaşam ilkesini öne çıkarmak için olmalı ki, bu okulda yetişen gençlerimiz, ahiliğin ilkesini öğrenerek geleceğin en iyi zanaatkarları olarak yetişsinler diye bu ismi vermeyi uygun bulmuşlardır.

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 10.10.2018 - Güncelleme: 25.12.2023 21:44 - Görüntülenme: 1405
  Beğen | 6  kişi beğendi